Sepetim 0 Toplam: 0,00 TL
%10
Susmak Derdi %10 indirimli Abdullah Ataşçı

Susmak Derdi

Liste Fiyatı : 115,00
İndirimli Fiyat : 103,50
Kazancınız : 11,50
Havale/EFT ile : 102,47
9786051854342
980523
Susmak Derdi
Susmak Derdi
103.50
Tüm öykülerini Kimse Bilmesin'de topladığımız Abdullah Ataşçı'dan yeni bir öykü kitabı. Bu öyküler, yüzyıllık bir Türkiye fotoğrafı, farklı bölgelerden, köklerden insan manzaralarından acının ve kaderin kimliksiz olduğunu anlatıyor. Susmak Derdi, zamanın azabında bu coğrafyanın ruh atlasında bir gezintiye çıkarıyor okuru. Susmanın, nasıl büyük bir dert olduğunu sadece insanlara değil, doğadaki en küçük bir varlığa dahi hissettiren Rukiye, 1915 senesinde Rize'de karşılıyor bizi. Rukiye'den sonra şehirden şehre gidiyoruz. Susmanın başka bir hâlini bu defa Sarkis'te, Mıhmığ'da, Lena'da ve diğerlerinde okuyoruz. En sonunda başka bir dilde susmanın insanı nasıl çaresiz bıraktığını Samirra gösteriyor bize, 2019'da Ankara'da.
Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar, aşklar, meslekler, evler, yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında. Bu coğrafyanın hikâyesi de kendini tekrar ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz…
Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir ânın pıhtılaşması vardı sonra. Yağmur yağsaydı, öyle bildiği gibi en sert hâliyle can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı örneğin; orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde bütün seslerini giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü ardından, çocuğu olurdu bu evvela, ardından torunu.
Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış ince bir hamur gibi açılan bulutlara… Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.
  • Açıklama
    • Tüm öykülerini Kimse Bilmesin'de topladığımız Abdullah Ataşçı'dan yeni bir öykü kitabı. Bu öyküler, yüzyıllık bir Türkiye fotoğrafı, farklı bölgelerden, köklerden insan manzaralarından acının ve kaderin kimliksiz olduğunu anlatıyor. Susmak Derdi, zamanın azabında bu coğrafyanın ruh atlasında bir gezintiye çıkarıyor okuru. Susmanın, nasıl büyük bir dert olduğunu sadece insanlara değil, doğadaki en küçük bir varlığa dahi hissettiren Rukiye, 1915 senesinde Rize'de karşılıyor bizi. Rukiye'den sonra şehirden şehre gidiyoruz. Susmanın başka bir hâlini bu defa Sarkis'te, Mıhmığ'da, Lena'da ve diğerlerinde okuyoruz. En sonunda başka bir dilde susmanın insanı nasıl çaresiz bıraktığını Samirra gösteriyor bize, 2019'da Ankara'da.
      Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar, aşklar, meslekler, evler, yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında. Bu coğrafyanın hikâyesi de kendini tekrar ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz…
      Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir ânın pıhtılaşması vardı sonra. Yağmur yağsaydı, öyle bildiği gibi en sert hâliyle can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı örneğin; orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde bütün seslerini giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü ardından, çocuğu olurdu bu evvela, ardından torunu.
      Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış ince bir hamur gibi açılan bulutlara… Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.
      Stok Kodu
      :
      9786051854342
      Sayfa Sayısı
      :
      234
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2019-01
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      Kitap Kağıdı
  • Taksit Seçenekleri
    • Tüm kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      103,50   
      103,50   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat