9786054656110
1160997
https://www.kutubist.com/sonsuz-ates-mevlana
Sonsuz Ateş Mevlana
80.00
Ay ve günes de batiyor hergün, yazik diyor musun, bu ziyan midir?
Sana batar görünen çok sey, yeniden dogmaya hazirlanmadir.
Tüm dünya insanlarinin gönlünde yasayan yüce Hüdavendigâr Mevlâna Celâleddin, alâlede kisilerin kavradigi sekil ya da biçimlerin soyut varligi degil, o tamamen kâmil insanlarin burcundaki isiktir. Özüne ve söylediklerine bakildiginda, onun hiç bir dinden olmadigi ve ayni zamanda da hiç bir dine karsi durmadigi görülür.
Çünkü her doktrin ya da inanç, dayandigi fikirlerin digerlerinden üstün oldugunun önyargisindadir. Özellikle materyalist felsefe ile mistizmi bilmeyen ve diger dinsel kökenli buyrukçu ögretileri yeterince taniyamamis olanlarin, zaten evrensel düsünmeleri beklenemez. Öte yandan, bu gerçekligi; kulaktan dolma saplantilar içinde olanlara izah etmek de mümkün degildir. Çünkü bilgi, sessiz sadasiz kendi görkemli yataginda akmaktadir ve ne yazik, kimilerinin bu ölümsüz irmagin kiyisindan bile henüz haberi yoktur! Ancak süreçler içinde ve Mevlâna'nin dedigi gibi “yeniden doguslar“ yoluyla herkes, o irmagin kiyisina bir gün mutlaka varacaktir.
“Sani“yi gerçek sayarak “manâ“yi özümlemek, olasiliklarin disindadir. Realite içindeki tekamül farklari, herkesi ayni biçimde deger yargisina sahip kilmaz. Cahil ile bilge, ayni anda ayni olaya baksalar; biri esiri oldugu fikrin kalibindan disari çikamayacagi için kalipsal düsünürken, digerinin sinirsiz özgürlügün genisligince degerlendirme gücüne sahip oldugu görülür. Kendi düsüncesi ve inancinin disindakilere, bu çaga ragmen halâ “kafir“ diyebilecek mantiginda olanlar, gerçekte hiçbir inancin sahibi degildirler. Iste bilge ile körü körüne biat etmisler arasindaki bu koca farkin adi “bagnazlik ve cehalet“tir. Yüce Hüdavendigar Mevlâna Celâleddin; inanç ya da inançsizlik konusunda hiç bir zaman taraf olmamis, düsüncelerinde yalnizca “insani“ degerli kilip, onu bagnazlik batakligindan öte tutmaya ugrasmistir. Çünkü onun meselesi, diger yücelerin de söyledigi gibi inanç ya da inançsizlik degil, “insanüstülük“tür! Özetle Mevlâna Celâleddin, diger birçok ulu kisiler gibi herhangi bir inancin degil; bütün bir beserin ortak canlarindandir.
Sana batar görünen çok sey, yeniden dogmaya hazirlanmadir.
Tüm dünya insanlarinin gönlünde yasayan yüce Hüdavendigâr Mevlâna Celâleddin, alâlede kisilerin kavradigi sekil ya da biçimlerin soyut varligi degil, o tamamen kâmil insanlarin burcundaki isiktir. Özüne ve söylediklerine bakildiginda, onun hiç bir dinden olmadigi ve ayni zamanda da hiç bir dine karsi durmadigi görülür.
Çünkü her doktrin ya da inanç, dayandigi fikirlerin digerlerinden üstün oldugunun önyargisindadir. Özellikle materyalist felsefe ile mistizmi bilmeyen ve diger dinsel kökenli buyrukçu ögretileri yeterince taniyamamis olanlarin, zaten evrensel düsünmeleri beklenemez. Öte yandan, bu gerçekligi; kulaktan dolma saplantilar içinde olanlara izah etmek de mümkün degildir. Çünkü bilgi, sessiz sadasiz kendi görkemli yataginda akmaktadir ve ne yazik, kimilerinin bu ölümsüz irmagin kiyisindan bile henüz haberi yoktur! Ancak süreçler içinde ve Mevlâna'nin dedigi gibi “yeniden doguslar“ yoluyla herkes, o irmagin kiyisina bir gün mutlaka varacaktir.
“Sani“yi gerçek sayarak “manâ“yi özümlemek, olasiliklarin disindadir. Realite içindeki tekamül farklari, herkesi ayni biçimde deger yargisina sahip kilmaz. Cahil ile bilge, ayni anda ayni olaya baksalar; biri esiri oldugu fikrin kalibindan disari çikamayacagi için kalipsal düsünürken, digerinin sinirsiz özgürlügün genisligince degerlendirme gücüne sahip oldugu görülür. Kendi düsüncesi ve inancinin disindakilere, bu çaga ragmen halâ “kafir“ diyebilecek mantiginda olanlar, gerçekte hiçbir inancin sahibi degildirler. Iste bilge ile körü körüne biat etmisler arasindaki bu koca farkin adi “bagnazlik ve cehalet“tir. Yüce Hüdavendigar Mevlâna Celâleddin; inanç ya da inançsizlik konusunda hiç bir zaman taraf olmamis, düsüncelerinde yalnizca “insani“ degerli kilip, onu bagnazlik batakligindan öte tutmaya ugrasmistir. Çünkü onun meselesi, diger yücelerin de söyledigi gibi inanç ya da inançsizlik degil, “insanüstülük“tür! Özetle Mevlâna Celâleddin, diger birçok ulu kisiler gibi herhangi bir inancin degil; bütün bir beserin ortak canlarindandir.
- Açıklama
- Ay ve günes de batiyor hergün, yazik diyor musun, bu ziyan midir?
Sana batar görünen çok sey, yeniden dogmaya hazirlanmadir.
Tüm dünya insanlarinin gönlünde yasayan yüce Hüdavendigâr Mevlâna Celâleddin, alâlede kisilerin kavradigi sekil ya da biçimlerin soyut varligi degil, o tamamen kâmil insanlarin burcundaki isiktir. Özüne ve söylediklerine bakildiginda, onun hiç bir dinden olmadigi ve ayni zamanda da hiç bir dine karsi durmadigi görülür.
Çünkü her doktrin ya da inanç, dayandigi fikirlerin digerlerinden üstün oldugunun önyargisindadir. Özellikle materyalist felsefe ile mistizmi bilmeyen ve diger dinsel kökenli buyrukçu ögretileri yeterince taniyamamis olanlarin, zaten evrensel düsünmeleri beklenemez. Öte yandan, bu gerçekligi; kulaktan dolma saplantilar içinde olanlara izah etmek de mümkün degildir. Çünkü bilgi, sessiz sadasiz kendi görkemli yataginda akmaktadir ve ne yazik, kimilerinin bu ölümsüz irmagin kiyisindan bile henüz haberi yoktur! Ancak süreçler içinde ve Mevlâna'nin dedigi gibi “yeniden doguslar“ yoluyla herkes, o irmagin kiyisina bir gün mutlaka varacaktir.
“Sani“yi gerçek sayarak “manâ“yi özümlemek, olasiliklarin disindadir. Realite içindeki tekamül farklari, herkesi ayni biçimde deger yargisina sahip kilmaz. Cahil ile bilge, ayni anda ayni olaya baksalar; biri esiri oldugu fikrin kalibindan disari çikamayacagi için kalipsal düsünürken, digerinin sinirsiz özgürlügün genisligince degerlendirme gücüne sahip oldugu görülür. Kendi düsüncesi ve inancinin disindakilere, bu çaga ragmen halâ “kafir“ diyebilecek mantiginda olanlar, gerçekte hiçbir inancin sahibi degildirler. Iste bilge ile körü körüne biat etmisler arasindaki bu koca farkin adi “bagnazlik ve cehalet“tir. Yüce Hüdavendigar Mevlâna Celâleddin; inanç ya da inançsizlik konusunda hiç bir zaman taraf olmamis, düsüncelerinde yalnizca “insani“ degerli kilip, onu bagnazlik batakligindan öte tutmaya ugrasmistir. Çünkü onun meselesi, diger yücelerin de söyledigi gibi inanç ya da inançsizlik degil, “insanüstülük“tür! Özetle Mevlâna Celâleddin, diger birçok ulu kisiler gibi herhangi bir inancin degil; bütün bir beserin ortak canlarindandir.
Stok Kodu:9786054656110Sayfa Sayısı:368Basım Tarihi:2013-01Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:2. Hamur
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.