Sepetim 0 Toplam: 0,00 TL
%10
Oğlumuz - Yarın Diye Bir Şey Yoktur %10 indirimli Tarık Buğra

Oğlumuz - Yarın Diye Bir Şey Yoktur

Liste Fiyatı : 208,00
İndirimli Fiyat : 187,20
Kazancınız : 20,80
Havale/EFT ile : 185,33
9789750525377
1045783
Oğlumuz - Yarın Diye Bir Şey Yoktur
Oğlumuz - Yarın Diye Bir Şey Yoktur
187.20
Tarık Buğra, Kurtuluş Savaşı'nı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sorunsalını konu alan siyasal roman geleneğimizin Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Kemal Tahir ile birlikte önde gelen yazarlarından biri olmasının yanı sıra öykücülüğüyle de dikkat çeker. Öykülerinde çoğu zaman sıradan insanın başından geçenleri ya da geçmesi ihtimal dahilinde olanları kendine has bir duyuş ile anlatan Buğra, bazen bir hastalığın hüznünü, bazen bir aşkın tutkusunu, bazen de bir sohbetin neşesini kendimiz yaşıyormuşçasına içimizde hissettirir. Romanlarında olduğu gibi öykülerinde de taşrada olmayı, taşra insanıyla bir arada bulunmayı, sözün özü taşranın ruhunu anlatmayı ihmâl etmez. Tarık Buğra'nın kaleme aldığı öykülerin ilk kısmını bir araya getiren bu kitap, daha önce Buğra'yı sadece romanlarından bilen okurları öykü de yazmış bir romancı ile değil, her cümlesiyle başlı başına bir öykücüyle bir araya getirirken, aynı zamanda Buğra'nın metinleriyle ilk kez karşılaşacak okurların Tarık Buğra edebiyatının büyük giriş kapısını aralamalarına bir imkân sağlıyor.
Buğra'nın, hikâyeciliğini belirgin iki çizgi üzerinde geliştirerek dönemin edebi tartışmalarına teoriyle değil, pratikle yanıt verdiğini düşünebiliriz. Buğra öykücülüğünün bir çizgisi Proust ve Tanpınar'la buluştuğu ‘zaman' çizgisidir. Bu elbette Bergson sonrası modernist yazının da çizgisidir. (...) Buğra öykücülüğünün başta sözünü ettiğim ikinci çizgisi hümanizmdir. Zamana ilişkin öykülerinde nasıl Tanpınar'la aynı yerdeyse, insancıl ve insancı öykülerinde de Sait Faik çizgisindedir. Jale Parla'nın Önsöz'ünden...
  • Açıklama
    • Tarık Buğra, Kurtuluş Savaşı'nı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sorunsalını konu alan siyasal roman geleneğimizin Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Kemal Tahir ile birlikte önde gelen yazarlarından biri olmasının yanı sıra öykücülüğüyle de dikkat çeker. Öykülerinde çoğu zaman sıradan insanın başından geçenleri ya da geçmesi ihtimal dahilinde olanları kendine has bir duyuş ile anlatan Buğra, bazen bir hastalığın hüznünü, bazen bir aşkın tutkusunu, bazen de bir sohbetin neşesini kendimiz yaşıyormuşçasına içimizde hissettirir. Romanlarında olduğu gibi öykülerinde de taşrada olmayı, taşra insanıyla bir arada bulunmayı, sözün özü taşranın ruhunu anlatmayı ihmâl etmez. Tarık Buğra'nın kaleme aldığı öykülerin ilk kısmını bir araya getiren bu kitap, daha önce Buğra'yı sadece romanlarından bilen okurları öykü de yazmış bir romancı ile değil, her cümlesiyle başlı başına bir öykücüyle bir araya getirirken, aynı zamanda Buğra'nın metinleriyle ilk kez karşılaşacak okurların Tarık Buğra edebiyatının büyük giriş kapısını aralamalarına bir imkân sağlıyor.
      Buğra'nın, hikâyeciliğini belirgin iki çizgi üzerinde geliştirerek dönemin edebi tartışmalarına teoriyle değil, pratikle yanıt verdiğini düşünebiliriz. Buğra öykücülüğünün bir çizgisi Proust ve Tanpınar'la buluştuğu ‘zaman' çizgisidir. Bu elbette Bergson sonrası modernist yazının da çizgisidir. (...) Buğra öykücülüğünün başta sözünü ettiğim ikinci çizgisi hümanizmdir. Zamana ilişkin öykülerinde nasıl Tanpınar'la aynı yerdeyse, insancıl ve insancı öykülerinde de Sait Faik çizgisindedir. Jale Parla'nın Önsöz'ünden...
      Stok Kodu
      :
      9789750525377
      Sayfa Sayısı
      :
      280
      Baskı
      :
      5
      Basım Tarihi
      :
      2020-01
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      60 gr. Kitap Kağıdı
  • Taksit Seçenekleri
    • Tüm kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      187,20   
      187,20   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat