Müslüman Site Toplumsal ve Siyasi Hayat
Liste Fiyatı :
372,00
İndirimli Fiyat :
319,92
Kazancınız :
52,08
Havale/EFT ile :
316,72
9789755399287
1066719
https://www.kutubist.com/musluman-site-toplumsal-ve-siyasi-hayat
Müslüman Site Toplumsal ve Siyasi Hayat
319.92
Müslüman Site, ilk basimindan altmis yil sonra, Ahmet Arslan'in derin felsefi bilgisinde demlenen bir çeviriyle okurlarla bulusuyor. Katolik bir rahip ve Yeni Thomasci bir kültür filozofu olan Louis Gardet, Müslüman dünya ile Bati arasinda gerçeklesecek bir diyaloga katkida bulunmasini ümit ettigi Müslüman Site'yi, "Müslümanlarin kalbinde somut olarak yasanan Islâm'a yeni bir yaklasim tarzi" olarak takdim eder. Müslüman Site adi, bir yandan Hiristiyan "Tanri Sitesi"ne naziredir; diger yandan da amaci bütün dünyayi kusatmak olan Müslüman bir kaleye isaret etmektedir. Bu yüzden, Müslüman Site'nin konusu, bir din, bir dogmalar sistemi, hukuksal bir yapi olarak Islam degil, Müslüman bir toplumsal hayatin örgütlenmesinin genel çerçevesi olarak; baska deyisle kendine özgü kurallari, armalari olan bir toplumsal varlik olarak Islam'dir. Gardet, Islam'in Islam olarak siyaset felsefesinin ne oldugu sorusunu, Müslüman Site'nin ruhunu teskil eden Müslüman degerleri, Bati'nin Hiristiyan veya Hiristiyanliktan uzaklasmis siyaset felsefeleri ile karsilastirarak ele almaktadir. Gardet'nin hakli olarak isaret ettigi gibi, "ideal tipinin tüm görünümünde 'Müslüman Site' yeryüzünün hiçbir kösesinde mevcut degildir." Tam da bu nedenledir ki, ideal Müslüman Sitenin tek gerçek mekâni, Müslümanlarin, Kuran'in ögretileriyle damgalanmis ve Peygamberin dünyevi ve tinsel yönetimi ile mühürlenmis kolektif hafiza ve tahayyülleri olmustur. Islam'da, ontolojik hiçbir degerinin olmamasi nedeniyle insan, Hiristiyanlikta oldugu gibi bir hak ve özgürlük öznesi olarak degil, Tanri'nin kulu, kölesi olarak kavranmaktadir. Insan, Islam'a göre ontolojik bir hiçtir. Gardet, bu kavrayisi anlamaya çalismaktadir. Bir dilenci ile bir halifeyi müminlik düzeyinde esitleyerek, bütün Müslümanlari birbiriyle akraba kilan bu kavrayis, ayrica, Müslüman Sitesindeki tek mümkün hiyerarsinin, neden toplumsal degil, ancak idari bir hiyerarsi olmak zorunda oldugunu da açiklamaktadir. Islam'da, Gardet'nin ifadesiyle, "her otorite Tanri'nin otoritesi oldugu, Tanri ise kadir-i mutlak oldugu ve insanlarin göremeyecekleri, anlayamayacaklari yollarla eylemde bulundugu için, bir iktidarin mesruiyetinin ilk garantisi bizzat basariya ulasmis olma olayinin kendisidir." Bu, otorite ve iktidar arasinda hiçbir ayrim olmamasi demektir. Islam geleneksel hukukunun, "zorunluluk yasasi" adi altinda mesrulastirdigi bu kavrayis, Müslüman hafizaya, sitenin yönetimi nihai olarak Tanri'ya ait oldugu için, yöneticilere itaat etmenin Allah'a itaat etmek oldugunu kaydetmektedir. Bu yüzden, "Müslüman cemaati pozitif 'adalet' kavramina o kadar bagli olmasina ragmen, üstün gelen ve basariya erisen güce hemen her zaman dogustan bir saygi duymustur." Bu kavrayis ayrica ideal ile gerçeklik arasindaki gerilimde sikisip kalan adalet ilkesinin yerine istikrar ilkesinin ikame edilmesine yol açmistir. Böylece, Tanri'nin iradesine itaatin göstergesi olarak algilanan yöneticiye itaat, statükoyu korumanin bir araci haline gelmistir. Nihayet Türkçeye çevrilen bu kitap, Islam'in siyasi degerlerinin etkinlestigi kendi toplumumuzun ve Ortadogu'nun bugün hâlâ devam eden krizini anlamamiz için hayli zengin ve verimli bir kaynak mahiyetindedir.(Tanitim Bülteninden)
- Açıklama
Müslüman Site, ilk basimindan altmis yil sonra, Ahmet Arslan'in derin felsefi bilgisinde demlenen bir çeviriyle okurlarla bulusuyor. Katolik bir rahip ve Yeni Thomasci bir kültür filozofu olan Louis Gardet, Müslüman dünya ile Bati arasinda gerçeklesecek bir diyaloga katkida bulunmasini ümit ettigi Müslüman Site'yi, "Müslümanlarin kalbinde somut olarak yasanan Islâm'a yeni bir yaklasim tarzi" olarak takdim eder. Müslüman Site adi, bir yandan Hiristiyan "Tanri Sitesi"ne naziredir; diger yandan da amaci bütün dünyayi kusatmak olan Müslüman bir kaleye isaret etmektedir. Bu yüzden, Müslüman Site'nin konusu, bir din, bir dogmalar sistemi, hukuksal bir yapi olarak Islam degil, Müslüman bir toplumsal hayatin örgütlenmesinin genel çerçevesi olarak; baska deyisle kendine özgü kurallari, armalari olan bir toplumsal varlik olarak Islam'dir. Gardet, Islam'in Islam olarak siyaset felsefesinin ne oldugu sorusunu, Müslüman Site'nin ruhunu teskil eden Müslüman degerleri, Bati'nin Hiristiyan veya Hiristiyanliktan uzaklasmis siyaset felsefeleri ile karsilastirarak ele almaktadir. Gardet'nin hakli olarak isaret ettigi gibi, "ideal tipinin tüm görünümünde 'Müslüman Site' yeryüzünün hiçbir kösesinde mevcut degildir." Tam da bu nedenledir ki, ideal Müslüman Sitenin tek gerçek mekâni, Müslümanlarin, Kuran'in ögretileriyle damgalanmis ve Peygamberin dünyevi ve tinsel yönetimi ile mühürlenmis kolektif hafiza ve tahayyülleri olmustur. Islam'da, ontolojik hiçbir degerinin olmamasi nedeniyle insan, Hiristiyanlikta oldugu gibi bir hak ve özgürlük öznesi olarak degil, Tanri'nin kulu, kölesi olarak kavranmaktadir. Insan, Islam'a göre ontolojik bir hiçtir. Gardet, bu kavrayisi anlamaya çalismaktadir. Bir dilenci ile bir halifeyi müminlik düzeyinde esitleyerek, bütün Müslümanlari birbiriyle akraba kilan bu kavrayis, ayrica, Müslüman Sitesindeki tek mümkün hiyerarsinin, neden toplumsal degil, ancak idari bir hiyerarsi olmak zorunda oldugunu da açiklamaktadir. Islam'da, Gardet'nin ifadesiyle, "her otorite Tanri'nin otoritesi oldugu, Tanri ise kadir-i mutlak oldugu ve insanlarin göremeyecekleri, anlayamayacaklari yollarla eylemde bulundugu için, bir iktidarin mesruiyetinin ilk garantisi bizzat basariya ulasmis olma olayinin kendisidir." Bu, otorite ve iktidar arasinda hiçbir ayrim olmamasi demektir. Islam geleneksel hukukunun, "zorunluluk yasasi" adi altinda mesrulastirdigi bu kavrayis, Müslüman hafizaya, sitenin yönetimi nihai olarak Tanri'ya ait oldugu için, yöneticilere itaat etmenin Allah'a itaat etmek oldugunu kaydetmektedir. Bu yüzden, "Müslüman cemaati pozitif 'adalet' kavramina o kadar bagli olmasina ragmen, üstün gelen ve basariya erisen güce hemen her zaman dogustan bir saygi duymustur." Bu kavrayis ayrica ideal ile gerçeklik arasindaki gerilimde sikisip kalan adalet ilkesinin yerine istikrar ilkesinin ikame edilmesine yol açmistir. Böylece, Tanri'nin iradesine itaatin göstergesi olarak algilanan yöneticiye itaat, statükoyu korumanin bir araci haline gelmistir. Nihayet Türkçeye çevrilen bu kitap, Islam'in siyasi degerlerinin etkinlestigi kendi toplumumuzun ve Ortadogu'nun bugün hâlâ devam eden krizini anlamamiz için hayli zengin ve verimli bir kaynak mahiyetindedir.(Tanitim Bülteninden)Stok Kodu:9789755399287Sayfa Sayısı:496Basım Tarihi:2014-01Çeviren:Prof. Dr. Ahmet Arslan
- Taksit Seçenekleri
- Tüm kartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim319,92319,92
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.