Kayboluyorsun

Onca yili nasil yapayalniz geçirdigimi o güne dek hep unutmaya çalismistim. Kiz arkadaslarimdan ve Niklas'tan baska gözlerimin içine bakacak, ivir zivir laflarimi dinleyecek ve ses tonundan ne hissettigimi anlayacak bir kimsem olmadan geçen onca yil. Baska türlü bir evlilik özlemiyle ve nasil olup da hâlâ Frederik'le birlikte yasayabildigimin umutsuz saskinligiyla geçen yillar. Bana ne yapmisti? Neden çekip gitmemis, neden hep hayalini kurdugum evliligi aramamistim?Christian Jungersen, insan psikolojisine nüfuz etme maharetini bir kez daha kanitladigi son romani Kayboluyorsun'da, hayati bir anda altüst olan bir kadinin ayakta kalma mücadelesini anlatiyor. Yakisikli ve basarili kocasi, delikanliliga ilk adimlarini atan sevimli oglu ve görünüste mutlu bir evliligi vardir Mia'nin. Ancak ailecek çiktiklari tatilde kocasi Frederik'in beyninde bir tümör oldugu ve bunun davranislarini, hatta kisiligini etkileyecegi ortaya çikinca her sey degisir. Kisa bir süre sonra, Frederik'in müdürlük yaptigi okulun parasini zimmetine geçirdigi anlasilacak ve aile fertlerinin hayati tümden degisecektir. Yetmezmis gibi kocasinin ihanetleri de dökülür ortaliga. Mia bir yandan art arda gelen darbelerin hastaliktan mi yoksa Frederik'in kisiliginden mi kaynakladigini bilememenin sikintisiyla bas etmeye çalisirken, diger yandan kendisinin ve oglunun gelecegi için endiselenmektedir. Bir seçim yapmanin zamani gelmistir; ya kocasi ve ailesini kurtarmak için mücadele edecek ya kendi yoluna gidecektir...Güvenlik ve refah toplumunun çatlaklarina siziyor Jungensen bu kitabinda. Kivrak üslubu ve çarpici hikâyesiyle güvenli hayatlarin kirilganligini, bireydeki karanlik dürtüleri, bencilligi, ihaneti, kötülügün siradanligini açiga çikariyor. (Tanitim Bülteninden)