Fırtınayı Kucaklamak
Liste Fiyatı :
120,00
İndirimli Fiyat :
105,60
Kazancınız :
14,40
Taksitli fiyat :
1 x 105,60
Havale/EFT ile :
104,54
9789759959470
1072256
https://www.kutubist.com/firtinayi-kucaklamak
Fırtınayı Kucaklamak
105.60
“Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok.
Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıkarak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri yarıp duvara tırmanarak. Bozbulanık, coşkun bir nehrin kederli köpüğü gibi. Aniden havalanan sığırcık sürüsü gibi… O kadar kalabalık ve kocamanlar ki kimse görmüyor onları. Bakıyorlar ama görmüyorlar. Ne televizyonlar ne uydular ne çocuk mamaları ne don ne gömlek. Onlar o çocuğun peşindeler, hani güzel fotoğraf. Denizin kustuğu cesetler ve defileler. Akıl yetirmeyin buna. Aklınıza tüküreyim nerde aklınız? Aklınız yok. Zaten siz de yoksunuz, ama paranız varmış.
Görmeye geldik.
O çocuğu oraya gömmeye geldik.
Diyeceğimizi dedik, bizi uğraştırmayın. Korku dağları bekliyor galiba, korkudan kurtulmak için, savaş kartalları sürekli o korkuyu bombalıyor. Ya gelirlerse diye gördüğünüz karabasanlar. Ve rüyalarınızı delik deşik eden tornavidalar. Onlar, o sırtında kırbaç şaklattığınız köleler, o kan, o asırlarca içtiğiniz kan. Boğulacağız, durdurun şu koşuyu. Durdurun yoksa dengemiz bozulacak, bir karadelik bizi yutacak. Boşuna, zulmün âbad olduğu nerde görülmüş? O koşu sonsuzluğa yönelmiş, bir gün yakanıza yapışacak. Fırtınayı kucaklayacak.
Uzaklardan, dağlardan, vadilerden gelen sesi dinleyin.
Dinleyin yankısı her yanı tutmuş.
Yaklaşıyor fukaranın ve onurun marşı.
Bombalara karşı durmaya geldik.
Zincirleri hepten kırmaya geldik.
O yüzsüz yüzünüzü görmeye geldik.
Asırların hesabını sormaya geldik,
Sormaya geldik!”
Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıkarak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri yarıp duvara tırmanarak. Bozbulanık, coşkun bir nehrin kederli köpüğü gibi. Aniden havalanan sığırcık sürüsü gibi… O kadar kalabalık ve kocamanlar ki kimse görmüyor onları. Bakıyorlar ama görmüyorlar. Ne televizyonlar ne uydular ne çocuk mamaları ne don ne gömlek. Onlar o çocuğun peşindeler, hani güzel fotoğraf. Denizin kustuğu cesetler ve defileler. Akıl yetirmeyin buna. Aklınıza tüküreyim nerde aklınız? Aklınız yok. Zaten siz de yoksunuz, ama paranız varmış.
Görmeye geldik.
O çocuğu oraya gömmeye geldik.
Diyeceğimizi dedik, bizi uğraştırmayın. Korku dağları bekliyor galiba, korkudan kurtulmak için, savaş kartalları sürekli o korkuyu bombalıyor. Ya gelirlerse diye gördüğünüz karabasanlar. Ve rüyalarınızı delik deşik eden tornavidalar. Onlar, o sırtında kırbaç şaklattığınız köleler, o kan, o asırlarca içtiğiniz kan. Boğulacağız, durdurun şu koşuyu. Durdurun yoksa dengemiz bozulacak, bir karadelik bizi yutacak. Boşuna, zulmün âbad olduğu nerde görülmüş? O koşu sonsuzluğa yönelmiş, bir gün yakanıza yapışacak. Fırtınayı kucaklayacak.
Uzaklardan, dağlardan, vadilerden gelen sesi dinleyin.
Dinleyin yankısı her yanı tutmuş.
Yaklaşıyor fukaranın ve onurun marşı.
Bombalara karşı durmaya geldik.
Zincirleri hepten kırmaya geldik.
O yüzsüz yüzünüzü görmeye geldik.
Asırların hesabını sormaya geldik,
Sormaya geldik!”
- Açıklama
- “Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok.
Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıkarak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri yarıp duvara tırmanarak. Bozbulanık, coşkun bir nehrin kederli köpüğü gibi. Aniden havalanan sığırcık sürüsü gibi… O kadar kalabalık ve kocamanlar ki kimse görmüyor onları. Bakıyorlar ama görmüyorlar. Ne televizyonlar ne uydular ne çocuk mamaları ne don ne gömlek. Onlar o çocuğun peşindeler, hani güzel fotoğraf. Denizin kustuğu cesetler ve defileler. Akıl yetirmeyin buna. Aklınıza tüküreyim nerde aklınız? Aklınız yok. Zaten siz de yoksunuz, ama paranız varmış.
Görmeye geldik.
O çocuğu oraya gömmeye geldik.
Diyeceğimizi dedik, bizi uğraştırmayın. Korku dağları bekliyor galiba, korkudan kurtulmak için, savaş kartalları sürekli o korkuyu bombalıyor. Ya gelirlerse diye gördüğünüz karabasanlar. Ve rüyalarınızı delik deşik eden tornavidalar. Onlar, o sırtında kırbaç şaklattığınız köleler, o kan, o asırlarca içtiğiniz kan. Boğulacağız, durdurun şu koşuyu. Durdurun yoksa dengemiz bozulacak, bir karadelik bizi yutacak. Boşuna, zulmün âbad olduğu nerde görülmüş? O koşu sonsuzluğa yönelmiş, bir gün yakanıza yapışacak. Fırtınayı kucaklayacak.
Uzaklardan, dağlardan, vadilerden gelen sesi dinleyin.
Dinleyin yankısı her yanı tutmuş.
Yaklaşıyor fukaranın ve onurun marşı.
Bombalara karşı durmaya geldik.
Zincirleri hepten kırmaya geldik.
O yüzsüz yüzünüzü görmeye geldik.
Asırların hesabını sormaya geldik,
Sormaya geldik!”
Stok Kodu:9789759959470Sayfa Sayısı:144Baskı:1Basım Tarihi:2019-01Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:Kitap Kağıdı
- Taksit Seçenekleri
- Tüm kartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim105,60105,60
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.