Atatürk'ün Son 100 Günü
Liste Fiyatı :
25,00
İndirimli Fiyat :
19,25
Kazancınız :
5,75
Havale/EFT ile :
19,06
9786056339424
1165344
https://www.kutubist.com/ataturkun-son-100-gunu
Atatürk'ün Son 100 Günü
19.25
Atatürk daha önce de bazi rahatsizliklar geçirmistir. Ancak onu esas sarsan, sonunda onu ölüme kadar götürecek olan bir karaciger rahatsizligi olan "siroz"dur. Ama sirozun baslangicini doktorlar 1936 yilina kadar götürürler. Çünkü halsizlik ve yorgunluk Atatürk'te o yillarda görülmeye baslar. Hastaligin gerçek belirtileri 1937'de ortaya çikar. Gittikçe siklasan burun kanamalarini, vücutta kasintilar izler. Ne var ki, bu kasintilar degisik nedenlere baglanir, hatta 1937 sonbaharinda karincalarin bastigi Çankaya Köskü'nde yogun bir karinca savasi bile yapilir. Doktorlar, Atatürk'teki belirtileri görmelerine ragmen dogru teshis koyamazlar ve hastaligin ilerlemesine neden olurlar. 11 Kasim 1923'te Çankaya'da ögle yemeginden sonra gögsünde ve sol kolunda agri hisseden Gazi'yi ve esi Latife Hanim'i orada tesadüfen bulunan Dr. Refik Saydam tedavi etmis ve Atatürk'ün krizi atlatmasini saglamisti. Cumhurbaskani iki gün sonra, 13 Kasim 1923'te bir kriz daha geçirince, Prof. Dr. Neset Omer, Ankara'ya çagrilmis ve Atatürk ile Latife Hanim'i tedavi etmistir. Istanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Neset Omer (Irdelp) rahatsizligin çok çalismaktan, yorgunluktan kaynaklandigini, alkolü, tütünü, kahveyi azaltmasi, dinlenmesi gerektigini, bu dinlenmenin Akdeniz sahillerinde yerine getirilmesinin iyi olacagini ifade etmisti. 28 Mart 1938'de, Ankara'ya gelen Dr. Fissenger, Atatürk'ü muayene eden ve karin kisminda az miktarda da olsa su toplandigini belirtti. Dr. Asim Aral ve Neset Ömer beylere durumu açikladi ve hastanin istirahat etmesini önerdi. Dr. Asim ifadesine göre Türk doktorlari, Atatürk'ten çekindikleri için her seyi oldugu gibi Atatürk'e söyleyemiyorlardi. 30 Mart 1938'de, Atatürk'ün sihhatinin endise verici olmadigi ve bir buçuk ay istirahat edecegi açiklandi. 8 Haziran 1938'de, Prof. Dr. Fissenger tekrar Türkiye'ye gelip, Istanbul'da Savarona Yati'nda Atatürk'ü muayene etti ve 10 Haziran 1938'de gerekli direktifleri verdikten sonra ayrildi. Atatürk bu rahatsizligi arasinda Hatay sorunu ile çok ilgilenir. Hatta 19 Mayis 1938'de hasta hasta Mersin'e, Iskenderun'a gider. Adana'da günes altinda Türk ordusunun geçit törenini izler. Atatürk, Mersin dönüsü Ankara'ya ugrar. Ankara'da fazla kalmaz, 27 Mayis günü Istanbura gider. Dr. Resat Belger'in ifade ettigi üzere, Atatürk'ün hafizasinda bir zayiflama olmamistir. Oysa bunun tersini ortaya atanlar vardi. Ancak, durumu iyi degildi ve Fissenger de durumu iyi görmüyordu. Eylül sonlarina dogru Atatürk'te kimildayacak hâl kalmamisti. Hâlsizliginden sigarayi parmaklarinin arasinda tutamiyordu. Atatürk, ilk kez agir komaya, 16 Ekim 1938'de girdi. (Tanitim Bülteninden)
- Açıklama
Atatürk daha önce de bazi rahatsizliklar geçirmistir. Ancak onu esas sarsan, sonunda onu ölüme kadar götürecek olan bir karaciger rahatsizligi olan "siroz"dur. Ama sirozun baslangicini doktorlar 1936 yilina kadar götürürler. Çünkü halsizlik ve yorgunluk Atatürk'te o yillarda görülmeye baslar. Hastaligin gerçek belirtileri 1937'de ortaya çikar. Gittikçe siklasan burun kanamalarini, vücutta kasintilar izler. Ne var ki, bu kasintilar degisik nedenlere baglanir, hatta 1937 sonbaharinda karincalarin bastigi Çankaya Köskü'nde yogun bir karinca savasi bile yapilir. Doktorlar, Atatürk'teki belirtileri görmelerine ragmen dogru teshis koyamazlar ve hastaligin ilerlemesine neden olurlar. 11 Kasim 1923'te Çankaya'da ögle yemeginden sonra gögsünde ve sol kolunda agri hisseden Gazi'yi ve esi Latife Hanim'i orada tesadüfen bulunan Dr. Refik Saydam tedavi etmis ve Atatürk'ün krizi atlatmasini saglamisti. Cumhurbaskani iki gün sonra, 13 Kasim 1923'te bir kriz daha geçirince, Prof. Dr. Neset Omer, Ankara'ya çagrilmis ve Atatürk ile Latife Hanim'i tedavi etmistir. Istanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Neset Omer (Irdelp) rahatsizligin çok çalismaktan, yorgunluktan kaynaklandigini, alkolü, tütünü, kahveyi azaltmasi, dinlenmesi gerektigini, bu dinlenmenin Akdeniz sahillerinde yerine getirilmesinin iyi olacagini ifade etmisti. 28 Mart 1938'de, Ankara'ya gelen Dr. Fissenger, Atatürk'ü muayene eden ve karin kisminda az miktarda da olsa su toplandigini belirtti. Dr. Asim Aral ve Neset Ömer beylere durumu açikladi ve hastanin istirahat etmesini önerdi. Dr. Asim ifadesine göre Türk doktorlari, Atatürk'ten çekindikleri için her seyi oldugu gibi Atatürk'e söyleyemiyorlardi. 30 Mart 1938'de, Atatürk'ün sihhatinin endise verici olmadigi ve bir buçuk ay istirahat edecegi açiklandi. 8 Haziran 1938'de, Prof. Dr. Fissenger tekrar Türkiye'ye gelip, Istanbul'da Savarona Yati'nda Atatürk'ü muayene etti ve 10 Haziran 1938'de gerekli direktifleri verdikten sonra ayrildi. Atatürk bu rahatsizligi arasinda Hatay sorunu ile çok ilgilenir. Hatta 19 Mayis 1938'de hasta hasta Mersin'e, Iskenderun'a gider. Adana'da günes altinda Türk ordusunun geçit törenini izler. Atatürk, Mersin dönüsü Ankara'ya ugrar. Ankara'da fazla kalmaz, 27 Mayis günü Istanbura gider. Dr. Resat Belger'in ifade ettigi üzere, Atatürk'ün hafizasinda bir zayiflama olmamistir. Oysa bunun tersini ortaya atanlar vardi. Ancak, durumu iyi degildi ve Fissenger de durumu iyi görmüyordu. Eylül sonlarina dogru Atatürk'te kimildayacak hâl kalmamisti. Hâlsizliginden sigarayi parmaklarinin arasinda tutamiyordu. Atatürk, ilk kez agir komaya, 16 Ekim 1938'de girdi. (Tanitim Bülteninden)Stok Kodu:9786056339424Sayfa Sayısı:232Basım Tarihi:2010-01
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.